Karahanlı Ordusu:
Hassa Ordusu: Karahanlı hassa ordusu ücretli olup, doğrudan hükümdara bağlı askerlerdi.
Hanedan Üyeleri ve Diğer Devlet Adamlarının Kuvvetleri: Karahanlılar da bölge ve vilayetleri yöneten hanedan üyelerinin de kendi emirleri altında askerî kuvvetleri vardı. Bu hanedan üyeleri ve devletin ileri gelenleri kendi birlikleriyle, savaş zamanında ana orduya katılarak Karahanlı ordusunu meydana getiriyorlardı.
Devlete Tabi Türk Topluluklarına Ait Askerler: Karahanlı devletinde yaşayan Çiğiller, Karluklar ve Yağma Türkleri gibi bazı Türk boylarına mensup kuvvetler de zaman zaman orduya katılırlardı Karahanlılar da askerî harekâtın durumuna göre ordunun komutasını bizzat hükümdar, şehzadeler ya da subaşılar (kumandanlar) yapardı. Karahanlı ordusunda hastane örgütü ile düzenli bir posta teşkilatı da vardı.
Gaznelilerde Ordu
Gazneli ordusu dönemin en modern ve profesyonel ordularından birisi idi. Ordu daima savaşa hazır durumda bulundurulurdu. Ordunun başkomutan bizzat sultandı. Gazneli ordusunun önemli bir özelliği de Hindistan'dan haraç olarak alınan fillerdi. Kaynakların belirttiğine göre fil sayısı en çok 1700 civarında olmuştur. Gazne ordusunda fillerin eğitilmesi ve barınması için fil hane kurulmuştu. Gazne ordusundaki askerlerin çoğu süvari idi. Gazne ordusunun sayısı da yaklaşık yüz bin kişi civarında idi. Bu sayı savaş zamanında gönüllüler ve eyalet kuvvetlerinin katılmasıyla artardı.
Gazne ordusunu oluşturan unsurlar şunlardır:
? Gulâmlar: Gulâm Farsça kul demektir. Orduda "Gulâm Sistemi" ise kulluk sistemi demektir. Gulâm sistemi en gelişmiş şekli ile Gazneliler ve Selçuklularda görülmektedir. Bu sistem bir bakma o devrin askerî okulları idi. Çocuk yaşta toplanan asker adayları, gulâm yetiştirme merkezlerine (gulâmhane) getirilirler, burada at üzerinde silah kullanmayı, saray terbiyesiyle sultana hizmet etme usullerini öğrenirlerdi. Sultana yakın devlet yöneticileri ve yüksek seviyeli komutanlar gulâm sisteminden yetişiyordu. Gulâm sistemindeki eğitim süresi uzun olup, 18 ? 20 yılı bulabiliyordu. Sultanlar kendilerine en yakın askerler olan hassa birliklerini (Gulâman-ı Has) gulâmlardan seçerlerdi. Hassa askerleri savaşa her an hazır olan eğitilmiş askerlerdi. Hassa ordusu askerleri yılda dört defa bistegani adı verilen maaş alırlardı. Gulâmlar saray teşkilatında da önemli görevler alabiliyorlardı. Sultan Alp Arslan'ın kendisine bağlı 4000 gulâmı olduğu bilinmektedir. Gulâm sistemine giren askerlere memlûk (köle)' da denilirdi. Fakat buradaki memlûk, hiçbir kanuni hakkı olmayan esir insan demek değildi. Bunlar tamamen özel statüde eğitilmiş askerlerdi. içlerinden yönetici ve komutan da çıkabiliyordu.
? Muntazam birlikler: Sürekli askerlerin oluşturduğu yaya ve süvarilerden karma düzenli birliklerdir.
? Eyalet askerleri: Eyalet askerleri iktalarda yetişmiş atlı askerlerle, şehzade ve meliklerin kuvvetlerinden oluşmaktadır.
? Ücretli askerler: Ücretli askerler Oğuz, Karluk ve Yağma Türklerinden seçilirdi.
? Gönüllüler: Gönüllüler (gazi) herhangi bir savaş esnasında, savaş bölgesine yakın yerlerden orduya katılan kuvvetlerdi. Sultan Mahmud'un 1018'deki Hindistan seferine yirmi bin gönüllünün (gazi) katıldığı bilinmektedir.
Selçuklu Ordusu
Büyük Selçuklular her alanda olduğu gibi askerî alanda da en ileri seviyeye ulaşmışlardı. Büyük Selçukluların ordu teşkilatı kendisinden sonra kurulan Türk devletlerince de örnek alınmıştır. Dandanakan Savaşı'na (1040) kadar tamamen göçebe Oğuzlardan oluşan Büyük Selçuklu ordusu, bu savaştan sonra yerleşik İslam topluluklarıyla karşılaşan Tuğrul Bey, ordusunda yeni şartlara uygun bazı düzenlemeler yapma gereği duymuştur. Öncelikle Gaznelilerde bulunan hassa ordusuna benzeyen özel birlikler kurdurmuştur. Türklerin yanında yerli mahallî unsurlar da askerî teşkilat içine almıştır. Çünkü fetihler için her zaman kalabalık bir orduya gerek duyuluyordu. Büyük Selçukluların askerî sistemde yaptıkları en büyük yeniliklerden birisi de askerî iktalardır.
Büyük Selçuklu ordusu altı bölümden oluşuyordu:
? Gulam Ordusu: Kulluk sistemi demek olan gulam sisteminde, değişik milletlerin çocukları küçük yaşlarda alınarak gulamhanelerde özel olarak yetiştirilirlerdi. Sultanlar, kendilerine en yakın askerî birlikleri gulam sisteminden yetişmiş askerlerden seçerlerdi. Doğrudan sultana bağlı olan Gulam ordusu yılda dört defa bîstegani adı verilen maaş alırdı. Bu ordunun her türlü masrafları devlet tarafından karşılanırdı.
-- Hassa Ordusu: Çeşitli Türk boylarından seçilerek oluşturulan birliklerdir. Sultana bağlı olan bu orduya maaş yerine iktalardan elde edilen vergi gelirleri verilirdi. Bu ordu her an savaşa hazır atlı birliklerden oluşurdu.
? Sipahiler (ikta askerleri): Selçuklu ordusunun en büyük kısmını sipahiler oluşturuyordu. Hz. Ömer zamanından beri uygulanan ikta sistemini Selçuklular almışlar ve kendilerine göre geliştirerek, ona askerî bir şekil kazandırmışlardır. Nizamülmülk tarafından yapılan bu askerî düzen, daha sonra bütün Türk-İslam devletlerince de kullanılmıştır. ita sisteminde ülke toprakları ergi gelirlerine göre bölümlere ayrılırdı bölümlerin her birine ikta denirdi. Kendilerine ikta verilen emirler iktalar içinde otururlar, vergisini toplarlar ve bu vergilere karşılıkta belirlenen sayıda asker beslerlerdi. Savaş zamanı bir araya gelen bu kuvvetler, Selçuklu ordusu içinde kalabalık bir grup oluştururdu. Böylece devlet ikta sistemi ile hiçbir harcama yapmadan çok sayıda askere sahip olduğu gibi, vergi toplama işini de halletmiş oluyordu. Türkiye Selçuklularında da devam eden bu sistem, Osmanlılarda Tımar adını almıştır.
? Şehzade, Melik ve Askerî Valilerin Kuvvetleri: şehzade, melik ve eyalet valileri kendilerine bağlı atlı askerî birlikler oluşturmuşlardır. Bu birlikler daha çok çeşitli Türk boylarından kurulurdu. Savaş zamanında ise kuvvetleriyle birlikte ana orduya dâhil olurlardı.
? Tabi (bağlı) Devlet ve Beyliklerin Askerleri: Büyük Selçuklulara bağlı devletlerden asker alındığı gibi, komşu devletlerden de paralı askerler toplanırdı. Sultan; Abbasi halifesi, Gürcü ve Ermeni krallıkları, Karahanlılar ve Gaznelilerden ihtiyaç duyduğunda asker talep eder, onlarda bunun üzerine asker gönderirlerdi.
? Türkmenler: Selçuklu Devleti kurulduğu zamanlarda ordunun ana unsurunu göçebe yaşayan Oğuzlar (Türkmenler) oluşturuyordu. Oğuzlar, beyleri vasıtasıyla hükümdara bağlı olmakla beraber kendi boy teşkilatları içersinde yaşarlardı. Doğudan devamlı büyük kitleler halinde göç ederek gelen Türkmenler uç bölgelerine yerleştirilirler, bu şekilde yerleşik hale geçen Türkmenler, hem üretime katkıda bulunurlar hem de yerleştikleri yerlerin güvenliğini sağlarlardı. Sultanın daveti üzerine de orduya katılırlardı. Irak, Suriye, Azerbaycan ve Anadolu'nun fethedilmesinde ve bu bölgelerin Türkleşmesinde, Türkmenlerin büyük faydaları olmuştur. Ancak Selçuklu ordusunda zamanla gulam sisteminden yetişen komutanların öne geçmesiyle, Türkmenler ikinci plâna düşmüşlerdir. Buna üzülen Türkmenler de zaman zaman ayaklanmışlar ya da isyan eden bir melik veya şehzadenin yanında yer alarak tepkilerini göstermişlerdir.
Selçuklu ordusunda kullanılan başlıca silahları, hafif ve ağır silahlar olmak üzere ikiye ayırabiliriz:
? Hafif Silahlar: Ok, yay, kılıç - kalkan, mızrak, hançer, bıçak, sapan, kargı, gürz, balta ve zırh hafif silahlardı. Bu silahların ağırlığı bir insanın taşıyabileceği kadardı.
? Ağır Silahlar: Mancınık, arrade (mancınığın küçüğü), kule, ok ve neft atan çark tipi makineler, koçbaşı denilen kale kapısı kırmaya yarayan ağaçlar ve arabalardı. Bu silahlar daha çok kuşatmalarda kullanılırdı.